Budak ve Ala Toplantıda Biraraya Geldi

01.08.2015 20:31

Budak ve Ala Toplantıda Biraraya Geldi

Birlik Haberleşme ve İletişim Çalışanları Sendikası (Birlik Haber-Sen) Genel Başkan Yardımcısı Ömer Budak, İçişleri eski Bakanı Efkan Ala ile toplantıda biraraya geldi.

Birlik Haber Sen Erzurum Teşkilatının düzenlediği toplantıda Birlik Haber-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ömer Budak ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala biraraya geldi.

Toplantıda konuşan Birlik Haber-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ömer Budak, Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’ye verilen idam kararını kınadığını belirterek şunları söyledi: “Ülke olarak şuan bulunduğumuz süreç sadece bizleri ilgilendirmiyor. Dünyanın dört bir yanında bulunan mazlumların gözü bize çevrilmiş durumda. Çünkü mazlumun ve mağdurun yanında olan tek milletiz. Bugün bu salonda sadece bizler yokuz. Emin olunuz, darbeciler tarafından idama mahkûm edilen Mısırlı masumların gözü bizden kendilerine uzanacak eli bekliyor. Cumhurbaşkanı Mursi'nin gözü bugün burada. Ahmed-i Hanilerin,  Fakiye Teyranların, Said-i Kürdilerin bugün gözü burada. Mevlana’nın, Hacı Bektaş’ı Veli’nin Yunus Emre’nin,  Ahi Evran’ın,  Şeyh Edebali’nin, Hacı Bayram-ı Veli’nin gözleri bugün burada. Mescidi aksa şehri olan Filistinli kardeşlerimin bugün gözü burada. Halep'in, Gazze'nin, Felluce'nin, Arakan'ın, Mali'nin, Somali'nin Doğu Türkistan’ın, Kobani’nin, Telafer’in gözü burada. Çünkü Türkiye artık,  güce teslim olmayanların,  esaret ve dayatmaya boyun eğmeyenlerin Anadolu evlatlarının oldu. Osmanlı ve ümmet ruhu yeniden canlandıracak. Anadolu taşını gediğine koyacak, Peygamber sancağını dalgalandıracak insanların yönetiminde.”

“Yeniden Büyük Türkiye İçin Hep Birlikte Emin Adımlarla Yürümeliyiz”

“Yeniden Büyük Türkiye için hep birlikte emin adımlarla yürümeliyiz” diye konuşan Genel Başkan Yardımcısı Budak, “Çünkü bu ülkenin başında artık emanete sahip çıkanlar, sözünden dönmeyenler, ecdadının ve o kutlu nebinin yolundan yürüyenler var. Bu ülkenin başında, "Kudüs işgal altındayken, ben nasıl olur da rahat uyuyabilirim" diyen Selahattin Eyyubi'ler gibi, "Şehit kanlarıyla alınan topraklar parayla satılamaz" diyen Abdulhamit Hanlar gibi düşünenler var. Artık küresel güçlere ve onların işbirlikçilerine boyun eğmeyen Savunan adamın öğrencileri, doğru yolda eğilmeyen bükülmeyen, boyun eğmeyen uzun adam ve yol arkadaşlarının emin adımlarla yürüdüğü “Yeniden Büyük Türkiye” var” diye konuştu.

Budak, konuşmasında, 2001 yılından önceki Türkiye’ye dikkat çekerek şunları kaydetti: “Hepimizin bire bir iliklerimize kadar hissettiğimiz 28 Şubat ayazını hatırlatmak istiyorum. Bu ülkenin Başbakanı önüne atılan para kasalarını, millet olarak alın terimizin hortumlandığı, inançlarımızın horlandığı dönemleri beyninizde canlandırmak istiyorum. Dedelerimizi ve babalarımızı darağacına götüren İstiklal Mahkemeleri, kasaba kasaba dolaşarak insanları toplayıp, önce asan, sonra gerekçesini yazan zihniyetle bu gün din eğitimine karşı çıkan zihniyet aynıdır. İskilipli Atıf Hoca’yı sallandıran da, Erzurum’umuzun sokaklarında Şalcı Bacı’yı yerlerde sürükleyip, “evladım beni nereye götürüyorsunuz, ben bir şey yapmadım, şuracıkta şallarımı satıyorum” demesine rağmen  “örnek olsun…”  diye ipe götüren zihniyetle, bu gün Diyanet işlerini kaldırmak isteyen zihniyet aynıdır. Kur’an-ı Kerimleri toplatıp,  sokakta elifba öğrenmeye giden küçük çocukların avcısı olanla, 28 Şubat’ta başörtüsüne füruat diyenlerin zihniyeti aynıdır. Bu ülkede camileri ahıra çeviren de, dine sed çekip, ezanı Arapça’ya çevirdi diye Başbakan Adnan Menderesi asanın zihniyetiyle, 8 yıllık eğitim sisteminde ısrar edenlerin zihniyetleri aynıdır.”

“2001 Yılında Zulme, Adaletsizliğe, Vahşete Son Vermeye Adanmış Yürekler Yola Çıktı”

Doksanlı yıllarda ülke olarak karanlık bir dönem yaşandığını belirten Budak, “2001 yılında iyiye güzele, doğruya, zulme adaletsizliğe, vahşete son vermeye adanmış yürekler yola çıktı. Samimiyetlerinden hiçbir zaman şüphe duymadığımız bu insanlar, kısa bir sürede hayali bile kurulmayan başarılara imza attılar. Araçla bile ulaşımın olmadığı yerlere duble yollar, insanların doktor kuyruğunda can verdiği hastaneler yerine çağın en iyi teknolojisiyle donatılmış hastaneler diktiler. İlaç kuyruklarında hayatları solanlara can verip; emekli kuyruğunda hayatını kaybedenlerimize umut oldular. Havaalanı sayısını artırarak, Edirne ile Kars arasını bir buçuk saate indirdiler. Her ilde bir üniversite kurarak eğitimsiz bir genç bırakmadılar. Bizim inancımız insanın hak ve batıl mücadelesindeki duruşuna bakar. Bunca yapılanları inkar etmek, batılı, hakka tercih etmeye benzer. Biz ne atılan iftiralara inanırız nede göz boyamaya çalışanlara kanarız. Biz ortada ap açık duran gerçekleri çıplak gözle görüyoruz elhamdülillah. Kimse boşuna uğraşmasın” dedi.

“Vesayeti, Birlikte Bitirdik. Özgürlükleri Birlikte Getiriyoruz”

Statüko ve vesayetini yeniden tesis etmeyi hedefleyen yapıların halen faaliyette olduğuna dikkat çeken Genel Baykan Yardımcısı Ömer Budak, “Vesayet bitmez, derin devlet bitirilemez; JİTEM tasfiye edilemez, terör ocakları söndürülemez sandılar. Vesayeti, birlikte bitirdik. Özgürlükleri birlikte getiriyoruz. Kur’an okumayı yasaklayan, Kur’an öğrenme yaşına sınır konan günlerden; Milli eğitim müfredatına Siyer-i Nebi ve Kur’an-ı Kerim derslerine yer verilen eğitim sisteminin olduğu günlere geldik. Çünkü biz, ‘Yeniden Büyük Türkiye’, ümmetin kurtuluşu, yeni bir dünyanın kuruluşudur bilinciyle hareket ettik. Evet, ‘Yeniden Büyük Türkiye’ bizim hedefimiz, hayalimiz, yolculuğumuzdur” şeklinde konuştu.

Ömer Budak, “Vesayetin tetikçileri, küresel baronların emir erleri bu yolculuğa darbe vurmaya çalışıyor. Çünkü biliyorlar ki, ‘Yeniden Büyük Türkiye’ kurulursa, sömürü düzenleri yıkılacak, vesayet hevesleri kursaklarında kalacak. Derin devletlerini kaybedenler, milletin içinde derin şebekeler oluşturarak yeni oyunlar peşindeler. Gezi’de yenildiler, 17-25 Aralık’ta yanıldılar. Taksim Gezi Parkı olaylarında ve 17/25 Aralık’ta beklediklerini bulamayanlar, hem Çözüm Süreci’ni hem de Türkiye’nin huzurunu hedef alarak 6/8 Ekim’de Kobani bahanesiyle kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri yok etmeyi hedefleyen ‘Beyaz Kürtleri’ sokağa çıkardılar.  Beyaz Türkler ve Beyaz Kürtler arasındaki bu kirli tezgâh da milletin ferasetiyle bozuldu. Bu olaylar gösterdi ki, millet olarak doğru yoldayız. Doğru yoldayız, çünkü sömürü baronları ve onların yerli uzantıları boş durmuyor, boş durmayacaklar. Ne elleri ne dilleri ne de zihinleri boş duracak. Onların işi, kumpas kurmaktır. Onların işi, millete operasyon yapmaktır. Onların hedefi, milletin hayallerini çalmak, hedeflerini engellemektir. İzin verecek miyiz? Elbette hayır. Kumpaslarına, operasyonlarına fırsat verecek miyiz? Elbette hayır. Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulmasından vazgeçecek miyiz? Elbette hayır. İnadına değil, İnsanlık adına hayır diyoruz. İnsanımız için hayır diyoruz. Mazlumlar, mahzunlar, mağdurlar için hayır diyoruz. Çünkü ‘Yeniden Büyük Türkiye’, sadece Türkiye’nin şahlanma davası değil, bütün insanlığın, mazlumların, sömürülenlerin, ezilenlerin ayağa kalkışıdır” diye konuştu.

“Birlik Haber-Sen Olarak, Kadim Medeniyetimizin İnşası İçin Hizmet Ürettik”

“Birlik Haber-Sen ve Memur-Sen olarak, şer odaklarının bu çabalarına karşı, kadim medeniyetimizin inşası için hizmet ürettik ve mazlumlara sahip çıktık” şeklinde konuşan Ömer Budak,  “Dün nasıl vesayete karşı çıktıysak, bugün de vesayetin her çeşidine; paraleline de dikeyine de yatayına da karşıyız. Ben şahsen yıllardan beri bu paralel çetenin kumpaslarına, sahtekârlıklarına karşısında oldum ve olmaya da devam edeceğim” dedi.

Gazeteci yazar Hüseyin Gülerce’nin paralel yapı ile ilgili paylaştıkları  twittirları hatırlatan Budak,  “Yıllarca içinde olanlar bile bu karanlık yapının gerçek yüzünü fark edememişti. Bu karanlık yapının gerçek yüzü, ABD ve İsrailin taşeronu olduğu ne zaman ortaya çıktı biliyor musunuz? Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, vesayetlere boyun eğmeyerek, bölgesinin lider ülkesi oluncaya kadar bunlar gerçek yüzlerini göstermediler. Dershane bahanesi adı altında ülkemizi karınlıklara çekmeye çalışan bu yapı, burs adı altında, himmet adı altında yıllarca insanlarımızın kanını emdi. Bu kan emicilere artık fırsat verilmemelidir. Kurulan paralel düzenekle kopya çekenler ve haksız bir şekilde göreve gelenler tespit edilmelidir. Bunların yaptıkları yanlarına kâr kalmamalıdır. Ortada büyük bir hak gaspı var. KPSS sınav sürecinde ruh sağlıkları bozulan, hayalleri ve umutları çalınan  gençlerin hatırına; hak, hukuk ve adalet için bu paralel takiyeciler en ağır şekilde cezalandırılmalı, kendilerine ödenen maaşlar geri alınmalıdır.  Ve tabi ki işgal ettikleri kamu görevlerinden de el çektirilmelidirler. Bu aynı zamanda, hukuk devleti olmanın ve kamu vicdanının da bir gereğidir. Bu çerçevede bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler antidemokratik yapılara ve bunların eylemlerine karşı sivil siyasetin ve milli iradenin yanında yer alarak ortak akıl ve bilinçle mücadeleye devam etmelidir” ifadelerini kullandı.

“Siyasi Partiler Gerçekçi Vaatlerde Bulunmalılar”

Genel seçime kısa bir zamanın kaldığını belirten Genel Başkan Yardımcısı Ömer Budak, “Siyasi partiler, 7 Haziran seçimleri öncesi, seçim bildirilerini açıklıyorlar. Bizden oy istiyorlar.  Demokrasi rayına oturan Türkiye’yi yeniden karanlığa çekmeye çalışan CHP ve HDP, açıkladıkları bildirilerle, neden oy vermememiz gerektiğini söylüyorlar. Milletin diniyle, diyanetiyle, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle, İmam-Hatip Lisesi ile hesabı olanlar, milletin gelecek hesabında olmayacaklar. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını artırmayı, çalışma şartlarını düzeltmeyi, özlük haklarını geliştirmeyi düşünmeyenleri kamu görevlileri de düşünmezler. Bizim elde ettiğimiz demokratik kazanımlarımızı bu partiler geri götürmenin hevesi içindeler. Bu iki parti, yerine getirilmesi mümkün olmayan vaatleri meydanlarda anlatıyorlar. Siyasi partiler gerçekçi vaatlerde bulunmalılar. Sahici ve toplumun beklentilerini karşılayacak bir siyaset üretmiyorlar” diye konuştu.

“Biz Adamın Hak Ve Batıl Mücadelesindeki Duruşuna Bakarız”

“Biz adamın hak ve batıl mücadelesindeki duruşuna bakarız” diye konuşan Ömer Budak, “Çünkü “La” demesini bilmeyen “illa” diyemez. Tarihi, güce teslim olanlar değil, güce karşı koyanlar değiştirebilir. Eğer Alparslan güce teslim olsaydı, Malazgirt zaferi olamazdı. Eğer Fatih, güce teslim olsaydı yeni bir çağ açamazdı. Biz,  bu milletin tarihiyiz,  aslıyız,  inancıyız,  umuduyuz. Biz rakamlara sığmayacak kadar büyük bir davanın mensuplarıyız. Yıkılanı onarmak, döküleni toplamak yine bize düşüyor. Bu yüzden en zor şartlarda bile inancımızı, kararlılığımızı asla yitirmedik. Bundan sonra da,  inşallah yitirmeyeceğiz. Bu aziz millete sevgimizden, bu mübarek vatana bağlılığımızdan dolayı,  aynı aşk ve aynı heyecanla hizmete devam edeceğiz. Durmak, yorulmak, ümitsizliğe düşmek bize yakışmaz. Ayakta demir çarık, elde çelik asa yine koşuşturacağız. Yarınlar Yeniden Büyük Türkiye’nindir” şeklinde konuştu.

AK Parti Erzurum birinci sıra milletvekili adayı ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala, ise konuşmasında Mursi hakkında verilen idam kararını eleştirerek şunları söyledi: "Mısır'da bir karar verdiler. Bu karar aslında demokrasinin idamının kararıdır. Çünkü Türkiye'de görüyorlar istikrarlı, demokratik, ileri demokrasi hedefleri ile bir ülke ilerlemeye başlarsa durduramıyorlar. Onun için orada böyle bir şey olmasın diye derhal harekete geçtiler ve halk iradesinin katline karar verdiler. Tahrir Meydanı'nda ortaya çıkan anlayışın halk iradesinin idamına ve hürriyetin imhasına karar verdiler. Ama biz biliyoruz ne mümkün zulüm ile bidat ile imha-ı hürriyet. Kaldırabiliyor musun insanların zihninden düşünceyi. Öyle zulüm ile bidat ile hürriyeti insanların geleceğini katedemezsin. Ancak olsa olsa kendi intiharına karar vermiş olursun. Çünkü o zihniyetler, öyle yapanlar aslında intihar kararı alırlar. Yok oluyorlar tarihte. Hiç öyle halk iradesine savaş açmış da ayakta duran bir zihniyet tanıyor musunuz? Yok. Ama halk iradesinin ne pahasına olursan olsun savunanlar onlar bir zulme maruz kalsa da ilaniye milletin gönlünde yaşıyorlar."

Yaşanan bu gelişmeleri şiddetli kınadıklarını ve telin ettiklerini sözlerine ekleyen Ala, kültürel coğrafyamızda bu tür göz korkutmalar ve faaliyetlerle bütün bu çoğrafyanın ayağa kalkmasının engelleneceği planlandığını söyledi.

Ala, "Hele hele Türkiye'de de utanmadan bazıları bir takım zihinlerinin arkasına gizlenmiş olan hinlikleri açığa çıkaracak manşetler atıyorlar ve sözler söylüyorlar. Ama siz o karanlık dünyanızda boğulacaksınız. Siz bu ülkenin geleceğini. Bütün bu hadiseler içerisinde bir yıldız gibi parlayan Türkiye'nin iradesinin yeni ileri demokrasiyi inşa edecek ve siyasi istikrarın geri dönülemez bir biçimde garanti altına alacak. Yeni bir anayasa idealinin tekrar altını çizerek hatırlatıyorum inşallah milletimizde bu teveccühü gösterir ve bu millet bir daha geri dönülmez biçimde demokrasinin, siyasi istikrarını kurumsallaştırır ve yolumuza devam ederiz" diye konuştu.

Toplantıya Erzurum AK Parti İl Başkanı eski Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı, TRT Erzurum İl Müdürü Ayça Alemdar, Kars PTT Başmüdürü Faruk Fakirullahoğlu, Memur Sen İl Başkını Abdullah Duman, Birlik Haber-Sen Erzurum İl Başkanı Abdulhekim Yıldırım, Birlik Haber-Sen Erzincan İl Başkanı Mustafa Sevilir, Memur-Sen’e bağlı sendikaların il başkanlarının yanı sıra çok sayıda PTT ve TRT çalışanı katıldı.

HABERİN VİDEOSU:

 

 

İLGİLİ FOTOĞRAFLAR