“Örgütlü Toplum; Demokratik, Katılımcı, Çoğulcu Ve Güçlü Toplumdur”

01.08.2015 20:31

“Örgütlü Toplum; Demokratik, Katılımcı, Çoğulcu Ve Güçlü Toplumdur”

Sendika kavramı teorik olarak, “Ücretli çalışanların kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak, daha da geliştirmek için aralarında kurdukları, sürekli örgütlenmelerdir.” biçiminde tanımlanır. Birlik Haber-Sen olarak biz bu tanımı “özelde; üyelerinin ortak ekonomik, sosyal, kültürel, özlük, mesleki, hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi genelde ise; ülkemizde cereyan eden her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı temel amaç sayar.” biçimine dönüştürdük ve adanmış insanlara yaraşır bir şekilde bu doğrultuda mücadelemizi sürdürmekteyiz.

Bize göre örgütlülük ile uygarlık eş anlamlıdır. Konfederasyonumuzun Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan “Medeni insan örgütlü insandır. Hak aramasını bilen insandır. Her değer sahibi, her inanan insan, düşüncelerini hayata hâkim kılmak istiyorsa mutlaka örgütlü mücadeleye katılmalıdır” diyerek örgütlenmenin önemine işaret etmiştir. Refahı tabana yaymanın, gelir dağılımında adaleti sağlamanın, kalkınmanın, haksızlıklara karşı koymanın yolu örgütlenmeden ve örgütlü yapılardan geçer. Çünkü Büyük çağrılar tek başına yapılamaz, büyük haykırmalar ve seslenmeler tek başına gerçekleştirilemez, tek başına etkili karşı çıkışlar haksızlığa dur deyişler sonuç getirmez. İyiliği küreselleştirmek, küresel zulümlere dur demek örgütlü toplumla mümkün, bunun da en iyi yolu sendikal örgütlenme ile olur.

Ayrıca biz bu yola çıkarken şunu çok iyi biliyorduk. Örgütlü toplum; demokratik, katılımcı, çoğulcu ve güçlü toplumdur. Bir ülkenin örgütlenme katsayısının yüksekliği, doğru çözümleri doğru zamanda bulması açısından önemli bir araç ve fırsattır. Özellikle sendikal yapılar; toplumsal sorunlar karşısında her an yeni öneriler, yeni çözümler, yeni yollar üreten, vizyon ve misyonlarıyla ülkelerin geleceğini şekillendirecek ortak aklı iyi kullanan en dinamik örgütlenmelerdir.

“Halka Hizmet Hakk’a Hizmet” parolasıyla insanı merkeze alan Birlik Haber-Sen, milletimize ve insanlığa “nasıl bir iyilik yapabilirim”  düşüncesiyle örgütlenmeye çalışan erdemliler hareketidir. “Fakr-u zaruret içinde olanların gönülleri dumana boğulmuş bir eve benzer. Sen onları dinleyerek gönüllerinde bir pencere aç ki, onların dumanı çekilsin-nefes alsınlar” diyerek yolumuzu aydınlatan Mevlana’yı ve medeniyet değerlerimizin taşıyıcısı ve inşacısı diğer öncüleri referans alan Birlik Haber-Sen ailesi olarak; kamu görevlilerini insan onurunun gerektirdiği mali, özlük ve sosyal haklara sahip kılmak, vesayet iklimine son vermek için bu güne kadar var gücümüzle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz.

Örgütlenerek sadece ülkemiz ve insanımız için değil bölgemiz, dünya ve insanlık için de çözümler öngörüyor ve hep birlikte hayata geçiriyoruz. Bu ulvi gayeyle, dünyanın neresinde bir acı gözyaşı varsa oraya yardıma koşuyor el uzatmaya çalışıyor, medeniyet coğrafyamızın insanlarıyla gönül diliyle konuşmaya çalışıyoruz. Bu güne kadar Birlik Haber-Sen olarak zulümler karşısında Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle “ ‘Kim var?’ diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert ‘ben varım!’ cevabını verici, her ferdi ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur.” fikrini benimseyen bir anlayışla hareket ettik. Sağımız ve solumuzdakilerin ne yaptığına ne yapmadığına bakmadan, ihtiyaç duyduklarında milletimizin ve kamu görevlilerinin yanında olduk.

Sendika olarak, demokrasiyi yeşertmek, medeniyet değerlerimizi yaşatmak için çalışıyoruz. İstikametimiz kamu görevlilerinin, milletimizin talep ve beklentileri doğrultusunda oluşturduğumuz yol haritamızdır. Bir yandan bu yol haritasını takip ederek kamu görevlilerine, milletimize ve insanlık için kazanımlar üretmeye devam ediyoruz. Yeni katma değerler ürettikçe büyüyor, büyüdükçe ulusal ve uluslar arası yeni sosyal ve ekonomik kazanımlar elde ediyoruz. Yeni hedefler koymayan, yol alamaz, kazanım üretemez. Kurulduğumuz günden bu yana yürüttüğümüz “daha fazla demokrasi”, “daha fazla özgürlük”, “daha fazla refah”, “daha fazla insani yardım” konularındaki çalışmalarımızı, tempomuzu her geçen gün daha da artırarak sürdürüyoruz. Üye sayımız arttıkça, ürettiğimiz kazanım sayısı, ürettiğimiz kazanım sayısı arttıkça da üye sayımızın arttığı gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Her geçen büyüyen konfederasyonumuzla birlikte büyüyoruz. 2011 yılında göreve geldiğimizde sendikamızın üye sayısı 5 bin 800 idi. Bu sayı bizim anlayış tarzımıza çok tersti. Gecemizi gündüzümüze katarak o yıl üye sayımızı 8 binlere çıkardık. 2012’de 11 binin üyenin üzerine ulaştık. 2013’te 13 binin üzerine çıktık. 2014 ise şuan 15 bin üyemiz var. Bir sonraki yılki hedefimiz 20 bin üyeye ulaşmak. Memur-Sen olarak, Birlik Haber-Sen olarak 2013 toplu sözleşme sürecinde 4/C’ lilerin mali, idari ve sosyal durumlarında iyileşme sağlanması ve kadro alınması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, toplu sözleşme ikramiyesinin artırılması, 666 Sayılı KHK mağduriyetinin bitirilmesi gibi çok sayıda sorunun çözümünü hedeflemiştik. Allah’a hamd olsun Memur-Sen olarak 11 hizmet kolumuzun 10’unun genel yetkili sendika olarak oturduğu toplu sözleşme masasında bunu Kamu İşveren Heyeti’ne imzalattık. Hedeflerimizin büyük bir bölümünü gerçekleştirdiğimiz toplu sözleşmede, kamu görevlileri için çok sayıda kazanım ürettik. Taban aylığa 175 TL zam yapılmasını sağladık. Taban aylığına aldığımız bu zam, emekli maaşına 146 TL, emekli ikramiyesine 5.250 TL zam olarak yansıdı. 4/C’lilerin maaşlarında yüzde 50’ye yaklaşan zam artışı sağladık. Toplu sözleşmeyle en düşük memur maaşı ile en yüksek memur maaşı arasındaki makası daralttık.

İlk kez genel yetkili sendika olarak oturduğumuz 2014-2015 yıllırını kapsayan toplu sözleşme masasında Birlik Haber-Sen olarak da kendi hizmet kolumuzdaki kamu görevlilerine için şu kazanımları elde ettik.

1:) TRT Genel Müdürlüğü’nde kaldırılan verici istasyonlarında çalışan personel ile stüdyo ve haber müdürlüklerinde çalışan personele koruyucu gıda yardımı verilmeye devam edildi.

2:) TRT Genel Müdürlüğü’nde TV ve radyo yayını için sabah 06.00’da nöbetine gelen personele kahvaltı verilmesi uygulamasına tekrar devam edildi.

3:) PTT Genel Müdürlüğü’nde bünyesinde Büyükşehirlerde görev yapan posta dağıtıcısı personele ücretsiz ulaşım hakkından yeniden yararlanması sağlandı.

4:) Tebligat, kayıtlı posta, telgraf, koli-kargo, ödemeli kargo dağıtımını yapan posta dağıtıcı personele ödenen ilave ücret 20 TL’den 50 TL’ye yükseltildi.

5:) PTT gişe memurlarına aylık 50 TL’ye ilave ücret ödeniyor.

6:) TRT’de verici istasyonlarında çalışan personele hizmetin gereği giyilmesi gereken giyim malzemesinin kurum tarafından karşılanması uygulaması başlatıldı.

7:) TRT personeli, lojman kirası bedelinin yüzde 85′inin ödenmesi uygulamasına geçildi.

8:) PTT’de merkez nüfusu yüz bini aşan yerleşim yerlerinde görev yapan mobil posta dağıtıcılarına, 2155 sayılı Kanuna göre tayın bedeli ilk kez ödenmeye başladı.

9:) TRT’de yayında çalışan personele gündüz nöbet değişimlerinde servis hizmeti verilmeye başladı.

Bunların dışında yılda iki kez gerçekleşen Kamu Personel Danışma Kurulu ve Kurum İdare Kurulu toplantılarında da yeni kazanımlar elde ettik. Özellikle PTT elde ettiğimiz kazanımlar devrim niteliğinde. PTT ile yaptığımız KİK görüşmelerinde toplu sözleşmede eksik kalan maddeleri gündeme getirerek hayata geçirilmesini sağladık. PTT çalışanlarına servis, içme suyu ve yemekhanesi bulunmayan başmüdürlüklerde yemek verilmesini sağladık. Eksik ödenen tayin bedellerinin tamamını ödenmesin için Devlet Personel Başkanlığı ile yaptığımız yazışmalar sonucu tayin bedellerinin ramazan bayramından önce ödenmesini sağlandı. 1 Ocak’tan bu yana eksik ödenen tayin bedellerinin de peşin olarak eksiklerle beraber ödenmesini başardık. Çalışmalarımız bununla da kalmadı şimdi PTT’de çalışan arkadaşlarımıza performans ücretinin ve fazla mesai ücretlerinin ödenmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca Cumartesi günü çalışmanın kaldırılması için girişimlerimiz devam etmektedir.

Komu görevlilerine yönelik elde ettiğimiz kazanımların yanında toplumsal konularda da duyarsız kalmadık. Fiilen çözdüğümüz başörtüsü yasağının hukuken de çözülmesi, kamu görevlilerine uygulanan siyaset yasağının kaldırılması, grev hakkının elde edilmesi, sendikacılığın alanının genişletilmesi, emekliler, polisler, hakim ve savcılara sendika kurma hakkının verilmesi önemli gündemlerimiz arasında yer almakta. Bunların birçoğunu çözdük birçoğunu da çözmek üzereyiz. Her zaman olduğu gibi ana gündemimiz ise, ülkemizin ve milletimizin gelecek vizyonunu belirleyecek demokratik, özgürlükçü ve sivil bir anayasanın yapılarak devletin milletinden milletin milletine geçişin biran önce tam olarak sağlanmasıdır.

Sendika olarak, toplum ve siyaset mühendisliklerine hiç itibar etmedik. Değişim ve dönüşüm adına, insanlığın, milletimizin, kamu görevlilerinin daha huzurlu, daha müreffeh, daha özgür yaşaması için atılması gereken adımlarla ilgili projeler geliştirdik, bunları talebe dönüştürerek çözüm makamlarıyla paylaştık. Bu anlayışımızın sonucu olarak  2013 yılı, mazlumların yarasını sarma, özgürlük isteyen milyonların sesi olma, başörtüsü yasağının kalkmasında öncülük etme, kamu görevlilerinin ekmek ve emeğinin geleceğini garanti altına alma bakımından başarı ve kazanımlarla dolu bir yıl olarak tarihe geçti. 2014 yılına da etkin ve hızlı bir hizmet anlayışı ile girdik,  yeni hedeflere tek tek ulaşarak yolumuza devam ediyoruz. Özellikle 2013 yılının sonlarında başlayan küresel operasyona karşı “Millete yönelik vesayet operasyonunu; millet iradesiyle durduracağız” demiştik. Çünkü hedef Türkiye idi. “Türkiye hepimizin” vizyonuyla milli iradenin gerçek sahibi millet olarak bir mücadele başlattık. Büyük Türkiye’ye yönelik küresel operasyonları defettik, Büyük Türkiye’den rahatsız olan dış güçler ve içerideki iş birlikçileri Büyük Türkiye yolculuğunu durdurmaya yönelik tüm heveslerini kursaklarında bıraktık.

Barış ve hakkaniyet temelli demokratik yeni bir dünya istiyoruz. Bu çerçevede, kadim medeniyetimizin inşası için hizmet ürettik ve mazlumlara sahip çıktık.  Sadece ülkemize yönelik değil dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen küresel operasyonlara da karşı çıktık. SİSİ kuklası eliyle gerçekleştirilen darbeye karşı  “Mısır İçin Direniş İnsanlık İçin Diriliş” mitingiyle kuklacıları da, kuklayı da protesto ettik. Darbeci SİSİ’nin hukuksuz ve haksız idam kararlarına karşı da   tepkimizi sürdürdük. Özgürlük meşaleleriyle BM’nin önünde darbecilerin kurmak istedikleri idam sehpalarını yaktık. Çünkü insanlığın idam edilmesine izin veremezdik. İnsanlık için sessiz kalmadık. Dünyanın vicdanını ayağa kaldırmamız gerekiyordu ve kaldırdık. Esat katilinin açtığı yaraları sarmak,  daha büyük travmaların oluşmasını engellemek için Suriyeli kardeşlerimize dönük “Sana ihtiyacım var” yardım kampanyalarına öncülük yaptık. Katil İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırımlara karşı ABD ve İsrail Büyük elçilikleri önünde eylemler yaptık. Memur-Sen önceliğinde başlatılan Gazze'nin yaralarını sarmak için “Gazze’ye Vefa ve Şifa Kapısı Açıyor” sloganlı yardım kampanyasına destek vermekteyiz. Kampanya kapsamında konfederasyonumuzun öncülüğünde kurulacak olan Mehmet Akif İnan Mescid-i Aksa okulu ve Şifa Hastanesi’nde elimizden geldiğince destekliyoruz. Ayrıca Çin’in işkencesi altında inim inim inleyen Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin meselesini ise ümmetin meselesi olarak görüyor ve bu bilinçle sorunların çözümü için bütün bedenimizle taşın altına giriyoruz.

Söz konusu olan insan hayatı ve insan onuru ise,  sıfır tolerans politikasını önemsiyoruz. Bu kapsamda, insan ve millet onuruna en büyük zararı veren darbe ve vesayet anlayışına sıfır tolerans diyoruz. Bir  insanlık suçu olan işkenceye, şiddete karşı sıfır tolerans politikasını benimsiyoruz. En temel insan hakkı yaşama hakkıdır. Yaşama hakkı hakların anasıdır. Yaşama hakkı yoksa diğer haklardan söz edilemez. Dolayısıyla ocakları söndüren terör, trafik ve iş kazalarına karşı sıfır tolerans gösteriyoruz. Yine insan onuru ve özgürlüğünü zedeleyen yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara karşı  sıfır tolerans anlayışıyla amansız bir mücadele yürütüyoruz. Ayrıca, onurlu insanlara yakışmayan yağcılığa karşı da müsamaha göstermiyoruz.

Biz, “Sendikal mücadelemiz, Türkiye’nin geleceğini yeniden inşa etmek adına erdemliler hareketidir” sözleriyle vizyonumuzu belirleyen Mehmet Akif İnan’ın, milletimizin mutabakat metnini yazan Mehmet Akif Ersoy’un mirasçıları olarak yeni Türkiye’nin üreten ve kazandıran sivil toplumlarından biriyiz. Yeni Türkiye’de halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’na yeni görevinde başarılar diliyorum. Rabbim milletimizin dualarını alan bu iki liderin yar ve yardımcısı olsun.

Son olarak söylemek istediğim Hılf’ul Fudul’un yeminde olduğu gibi “Zulme uğrayanın yanında bulunup ona, el koyulan malı geri verilinceye kadar hepimiz bir tek el gibi olacağız…”. Birlik Haber-Sen olarak, hem tek bir el gibi olmaya hem de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da “Ne haksızlık edin,  ne de haksızlığa boyun eğin” düsturuyla mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.

 

                                                                                                Birlik Haber-Sen

                                                                                                  Genel Başkanı

                                                                                                Gürbüz İnaltekin